Radikal

Akordeonla Grev Kışkırtan Belgeselci

Celal Başlangıç, Radikal, 04.12.06

Nedim Hazar yaklaşık 30 yıl önce ‘fiş’lenmiş. Dosyasında ‘Akordeonla grev kışkırtıcılığı’ yazan Hazar, bugün ‘Hayatımızın Fon Müziği’ adlı belgeseller dizisinde 60’lı, 70’li yıllardan günümüze, dilimizde, kulağımızda kalan şarkıları ekrana getiren bir belgeselci.

‘Özcan Deniz Makyajsız’ belgeselinin çekimi için Deniz’in evine gitmişti o akşam Yönetmen Nedim Hazar. Çekimler yapılıp evden ayrıldı. Gece yarısı hırsız girmiş. Ertesi gün “Sen de gelip Tarabya karakoluna bir ifade versene” diye rica ediyor Deniz.

Kalkıp gidiyor. İfadesi bitmiş, tam savcının yanından ayrılacakken içeriye bir komiser giriyor “Biz asıl suçluyu bulduk” diye “Adı Nedim Bora’ymış.”

Oysa Bora, Nedim Hazar’ın gerçek soyadı. Ama yıllardır Hazar soyadını kullanıyor. Sonunda durum anlaşılıyor. Evde parmak izlerini araştıran polisler 1978 yılından kalma bir parmak izine rastlıyorlar. Nedim Hazar’ın o yıllarda alınan parmak izi, 28 yıl sonra çıkıyor karşısına. Ama dosyanın siyasi olduğu belli. Savcı kızıyor polise:

“Neden hırsızlık olayında suçlu diye siyasi bir dosyayı çıkarıyorsun.”

Dayanamayıp soruyor Nedim savcıya:

“Dosyada ne yazıyor.”

Savcının yanıtı “Akordeonla grev kışkırtıcılığı…”

“Olayı hemen hatırladım” diyor Nedim Hazar, “1978 yılında bir grev vardı. Kültür derneğimizin orkestrası olarak gittik. Bir folklor ekibi oynadı grev yerinde. Onlara akordeon çalmıştım. Ancak o olayda alınan parmak izimin yıllar sonra karşıma çıkacağını hiç düşünmemiştim.”

Küçük yaşta ailesiyle Avustralya’ya göçmüş Nedim Hazar. 15 yaşında dönmüş Türkiye’ye. 70’li yılların sonları. Hızlı bir politikleşme süreci yaşanıyor. Bir gençlik kampına gitmiş Almanya’ya. Bu yüzden dönmemiş Türkiye’ye. Etnik bir rock grubu kurmuş Alman arkadaşlarıyla. Adı da Yarınistan. Dört albüm yapmışlar. Hatta İngiltere ve Kanada’da albümleriyle listelere girmişler. Sonra sinemaya yönelmiş Hazar. Hollanda’da ünlü yönetmenlerden eğitim almış sinema üzerine. Hakkında açılan dava düşünce de ilk kez 1988 yılında dönmüş ülkesine.

Sinemacı olarak ‘Yakın Ada Uzak Ada Burgazada’, ‘Kuştepe Blues’, ‘Mercan Dede ile Bir Yolculuk’, ‘Burhan Öcal/Sılaya Dönüş’, ‘Özcan Deniz Makyajsız’ gibi belgesellere imza atan Nedim Hazar şimdi de 60’lı, 70’li yıllardan günümüze dek neredeyse üç kuşaktır gelen şarkıların peşine düşmüş. Bir belgeseller dizisi hazırlıyor. Adı da ‘Hayatımızın Fon Müziği’. Yedi bölümden oluşan bu dizinin ilki geçen hafta NTV’de gösterildi. 15 günde bir ekrana gelecek belgeseller dizisinin ilk bölümü ‘Kimler Geldi Kimler Geçti’ adını taşıyordu.

Aranjmanın sahneye çıkışı Naim Dilmener, Can Kozanoğlu ve Ömer Özgüner’in danışman olarak katkı sundukları belgesel 60’lı, 70’li yıllarda ‘pop müziği’ yerine ‘aranjman’ teriminin kullanıldığı bir süreçten başlıyor.

“O döneme damgasını vuran şarkılar genellikle Türkçe sözlerle yeniden seslendirilmiş yabancı parçalardı. Şimdi farklı bakılsa da özellikle Fecri Ebcioğlu’nun çabalarıyla başlayan bu akım kültür belleğimizde bugün bile belli bir yer etmektedir. ‘İki Yabancı’, ‘Bak Bir Varmış Bir Yokmuş’, ve daha nice ‘aranjman’ hayatımızın fon müziği olmaya devam etmektedir. Çiğdem Talu-Melih Kibar gibi ekiplerin 70’li yıllarda Türk sound’u, Türk popu arayışı için çabaları yoğunlaşsa da Türkçe sözlü yabancı müzik etkinliğini sürdürmüş, Fikret Şeneş gibi ‘mit olmuş’ söz yazarları, ‘Kimler Geldi Kimler Geçti’, ‘Bir Başkadır Benim Memleketim’ gibi parçalar üretmişlerdir.”

Belgeselde bazı şarkıların oluşum süreçleri de yer alıyor. Ajda Pekkan ‘Kimler Geldi Kimler Geçti’ şarkısını okuduğu 20’li yaşlarında sözlerinden hiçbir şey anlamadığını, yıllar sonra şarkının anlamının derinliğine vardığını anlatıyor en içten haliyle. Fikret Şeneş ise “Bu şarkının sözleri kendi hayatımdan bir kesit, kesit de değil, bütün ifadesi” diyor “En güzeli senin kadar sevilmedi ve hiç birisi hasretini gidermedi, satırlarıyla beklenen ideal erkek anlatılıyor.”

Naim Dilmener de hayatımızın her anına eşlik edecek bir Ajda Pekkan şarkısı olduğunu, anlatırken 70’li yılların politik ortamına da değiniyor:

“O yıllarda bütün gençlik politize oldu. Apansız hepimiz bilinçlendik. Eşitlik istiyorduk. Ama bir yandan kolay kolay vazgeçemediğimiz şeyler de vardı. O yıllarda Ajda Pekkan şarkıları için ‘Afyondur’ deniliyordu. Üniversite kantininde kendi aramızda söylemeye başladığımızda Ajda Pekkan şarkılarını devrimci gruplardaki arkadaşlar bize küçümsemeyle bakardı.”

Nedim Hazar belgeseller dizisinin diğer bölümlerini çekebilmek için yollara düşmüş, daha da düşecek. Sebahat Akkiraz’la Sivas’a gitmiş belgeselin ‘Kara Tren’ bölümünü çekmek için. Kibariye’yle Kırkpınar’a uzanmış. Bülent Ortaçgil’le ilgili bölümün çekimini Bozburun’da yapmış. Etnik müzik bölümünü çekmek için Girit’te yarı Türkçe, yarı Rumca söyleyen mübadillere ulaşmış. Edip Akbayram’la Sinop’a gidecek ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ bölümü için.

‘Müzik derslerinde niye pop yok?’ “Belgeselde bir ansiklopedik anlatım yok. Bütünlüklü, eksiksiz bir Türkiye popüler müzik tarihi de yapmıyoruz, kronolojik bilgiler de vermiyoruz. Bunlardan ziyade şarkıların çıktığı ruh halini yansıtmaya çalışıyoruz. Belgeselin ‘Benimle Oynar mısın’ bölümünde Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok gibi kent ozanları, kent söyleyicileri var. ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da 60’lı, 70’li yıllardan bugüne, muhalif insanların ürettiği müzik var. Günümüzde bu şarkıları herkes söylüyor. Bu bizim kültürümüz, bizim tarihimiz. Dizinin ‘Kara Tren’ bölümünde Sebahat Akkiraz, Neşet Ertaş var. Bilmediğimiz gerçek şu, Sebahat Akkiraz’ın ‘Kara Tren’i, birçok ‘süper star’dan daha fazla satıyor. Arif Sağ, Yavuz Top, Yavuz Bingöl de var bu bölümde. Etnik parçalar bölümünde Karadeniz de var, Trakyada var, Kürtçe de var, Rumca ve Türkçe şarkılar da var. ‘Batsın Bu Dünya’ bölümü malum. Rock bölümünde Erkin Koray’dan Mor ve Ötesi’ne kadar uzanıyoruz. Ama daha önemli biz bu şarkıların çoğunu sokaktaki insanlara söyletiyoruz. Sokak çalgıcıları da çalıyor.”

Bir sözü de Kültür ve Milli Eğitim bakanlıklarına Nedim Hazar’ın:

“Ben Sydney’de 1970’li yıllarda okudum ortaokulu. Bize müzik derslerinde o yıllarda Beatles, Cat Stevens şarkıları öğretiliyordu. Türkiye’de ise popüler müzik daha yeni yeni kitaplara yansıdı. Ders kitaplarına hiç yansımadı. Ajda var, Sezen Aksu var, Bülent Ortaçgil var. Bunların hiçbiri çocuklara öğretilmiyor. Oysa bunlar çıkalı neredeyse 40 yıl oluyor. Bizde hâlâ daha ‘Orada bir köy var uzakta’ diye şarkı öğretiliyor. Yakın popüler kültürümüzün ürünleri olan, artık müzik tarihimize yerleşen bu şarkıları neden söyletmiyoruz çocuklarımıza?”

Beyoğlu’nun ara sokaklarındaki türkü barlardan Sivas’ın yaylalarına, Kırkpınar alanına kadar 60’lı, 70’li yıllardan kalan, ama bugün bile hâlâ dillerden düşmeyen şarkıları kaydetmiş Nedim Hazar ‘Hayatımızın Fon Müziği’ belgeseli için.

70’li yıllarda polis kayıtlarına göre ‘Akordeonla grev kışkırtan’ Nedim Hazar, artık kişisel tarihimizin parçası haline gelmiş şarkıların izinden gidip ‘Hayatımızın Fon Müziği’ni kışkırtıyor!

Geri dn


İletişim

Nedim Hazar Film ve Mzik Yapımı

Gnll Caddesi 27/5
Burgazada - Adalar
34975 İstanbul

+90 (0) 216 - 381 15 30

Mehbeerenstr. 11
86899 Landsberg am Lech
Almanya

+49 (0) 8191 - 5549

Nedim HazarNedim Hazar