Basin Ozcan Deniz

Bu Adam Sizden Bizden Biri

Şirin Sever, Sabah / Günaydın, Mayıs 2006

Doğuluyum, siz de takdir edersiniz ki ses güzelliği aileden gelme. Ailede herkesin sesi güzel. Özellikle amcamın. Bir dönemin önemli dengbejlerinden (sanatçı) biriydi amcam Şakiro… Özcan Deniz bu sözlerle başlıyor hayat hikayesini anlatmaya, gelişimini anlatan belgesel filmde. Adı, “Makyajsız…” Bir Gelişimin Öyküsü… Yazan ve yöneten: Nedim Hazar… Hazar, 2004 yılında Mercan Dede’nin belgeselini çekerken tanışmış Deniz’le… Almanya’da yaşayan Hazar, Asmalı Konak’ın fenomen olduğu dönemde Türkiye’ye gelip de Özcan Deniz çılgınlığını duyunca; onun nereden gelip nereye gidiyor oluşuyla çok ilgilenmiş ve belgesele karar vermiş. Konserinde, turnesinde, evinde, çekimde her yerde yanında olup 1.5 senede filmi tamamlamış. “Bu belgesel sadece Özcan Deniz’in aktüel bir portresi değildir, iki bölümlük belgeselin sınırları içinde aynı zamanda Türkiye’nin popüler kültürüne eleştirel bir pencere sunma çabasıdır” diyor Hazar… Filmin kurgusu biraz da Özcan Deniz’in hayranı olan iki insan etrafında gelişiyor. Biri Almanya’nın önde gelen tekstil dağıtım şirketlerinden birinin Türkiye temsilcisi Aslı Saraçoğlu; diğeri Kars-Kağızman’ın ücra bir köyünde yaşayan Hilal Ulusoy… İkisinin de söylediği aynıdır: Bu adam yakışıklı, bu adam bizden… Belgeseli herkesten önce izleme şansına kavuştum ama ‘Bu adam neden fenomen’ sorusunun cevabını bulamadım açıkçası. Hazar da itiraf ediyor zaten: “Onun karizmasının sırrını ben de çözemedim…” Hazar’ın iki bölümlük belgeselinin ilk bölümü 4 Mayıs akşamı CNN Türk’te yayınlanacak. İkinci bölüm ise 10 Mayıs’ta. Konu hakkında sormak istedikleriniz ise bu röportajda!

Burhan Öçal, Kushtepe Blues, Mercan Dede ve en son Özcan Deniz belgeseli… Neden Özcan Deniz?

Hem Burhan Öçal’ı hem Mercan Dede belgeselini çekerken tanıştım. Benim ilgimi çeken şuydu: Uzun yıllar yurtdışında kaldığım için Türkiye’deki konumunu bilmiyordum. Sadece daha önceleri arabesk söyleyen bir adam var, şimdi başka müzikal arayışlar içinde kısmını biliyorum, o kadar…

Bu kadar mıydı sizi çeken şey?

Özcan’da bir takım değerler var sevdiğim; çalışkan ve çok açık…

Açık derken?

Her türlü düşünceye açık. Dinleyen bir insan ve sanatçı kaprisi yok. Kürt kökenli biri olması da ilgimi çekti.

Neden?

Diğer çalışmalarımda da azınlıklar gündemdedir. Kushtepe Blues’da Romanlar, Burgazada filminde gayrimüslümler… 22 senedir Almanya’da kendim azınlık durumundayım. O anlamda ilgimi çekiyor azınlıklar. Ama Özcan bir Kürt ozanı, Kürt sanatçısı şeklinde çalışmıyor. Mercan Dede albümünde müzikal olarak beni çok açan şeyler söylemişti. Kazancı Bedih’ten bir parça söylemişti, o anda ilgimi çekti. O sıralarda Türkiye’ye yerleşiyordum. O seneler Asmalı Konak diye bir dizinin varlığından haberdar oldum.

Fenomen olmuş bir dizinin fenomen olmuş aktörü sizi çekti yani…

Öyle bir adam gibi davranmadı. Son derece normal bir adamdı; ‘ben starım, öyleyim böyleyim’ yapmadı. Sonra ‘Neredesin Firuze’yi izleyince belgesel projesi kaldı. Çünkü orada onun hayatı anlatılıyordu zaten. Güzel filmdi, etkiledi beni estetik anlamda… Derken Grammy ödüllü İngiliz ekip ‘1 Giant Leap’in dünya projesinin Türkiye ayağını organize ederken elime verilen listede Özcan’ın da adı vardı. İşe giriştim yeniden…

İşin özü şu mu: Almanya’dan Türkiye’ye döndüğünüzde Asmalı Konak’ı öğrendiniz, Özcan Deniz’le karşılaşınca, zaman geçirince onun sıradan bir arabeskçi olmadığını keşfettiniz…

Kendisi zaten sıradan arabeskçi lafına karşı çıkar! Piyasa sanatçısı olmadığını keşfettim, öyle diyelim.

Nasıl biri Özcan Deniz; belgeselini çekmeye değer ne buldunuz onda?

Hayat hikayesini siz de biliyorsunuz. 11-12 yaşında başlamış müziğe. Anadan doğma müzisyen aslında. Sıfırdan başlayıp en yoksul, en kenar yerlerden başlayıp Türkiye pop piyasasının ortasına gelmiş…

Peki bu piyasada kalıcı olabilecek biri mi; yoksa yarattığımız sanal şöhretlerden mi Özcan Deniz?

O soruyu bence film soruyor. Temel olarak insanların idolleştirilmesine çok karşıyım, o anlamda bir şey diyemem. Bu çalışmanın ardında finansmanı bulabilsem etraflıca yapmak istediğim bir şey var. “Hayatımızın fon müziği”. Bunun içine bir sürü şey giriyor; sadece Özcan Deniz gibi başarı öyküleri değil, Sezen Aksu’dan Cem Karaca’ya herkes… Hangi dönem ne dinlendi? Ekonomik kriz döneminde ne dinleniyordu, darbe döneminde ne dinleniyordu? Olayın sosyal backround’uyla ilgili bir çalışma yapmak istiyorum. Özcan Deniz de bu çalışmanın içinde bir parçaydı aslında.

Hangi dönemi yansıtıyor Özcan Deniz?

90’ların sonu, 2000’lerin ortası…

Bu adamın bu kadar konuşulması şaşırtıcı

Neden adı “Makyajsız”?

Farkındaysanız bende bir dil zorluğu var. ‘Özcan Deniz Unplugged’ ismini seçmiştik. Yani saf, araya ses sistemi, diğer sahne araçları konmaksızın Özcan Deniz… Unplugged kelimesinin Türkçe’de tam karşılığını bulamadığımız için tırnak içinde “Makyajsız” kelimesine karar verdik.

Makyajsız Özcan nasıl biri peki; üç kelimede özetleyin?

Çok zeki, babacan, sizden bizden biri…

Sizi şaşırtan bir yanı? Hiç sürpriz yaşamadınız mı?

Hayır. Çünkü çok disiplinli, her şeye çok hazırlıklı. Özcan değil, Özcan’ın diğer insanlardaki yansıması şaşırttı beni en çok…

Ne demek o?

Sevenlerin, sevmeyenlerin söyledikleri… Bu adamın bu kadar konuşulması şaşırtıcı…

Niye konuşuluyor sizce bu adam?

Mutlaka karizmasından, albenisinden dolayıdır. Bana göre o da bu olguyu çok iyi değerlendiriyor. Başka konuşulan insanlar da var ama onlar bunu lehlerine çeviremiyor. Özcan diyor ki ‘Şu anda böyle bir popülerliğim var, o zaman daha ileri gidebilmek için bunu nasıl kullanabilirim.’

Adam çalışkan, kendini geliştiriyor

Peki bu belgeseli yapan kişi olarak peşine takıldınız, incelediniz, araştırdınız. Şimdi bize Özcan Deniz fenomenini nasıl açıklıyorsunuz? Ne bulmuşuz biz onda?

Yanıtlayamadığım en önemli soru, cazibesi ve karizması zaten. O da belki karşı cinsten olmadığım için! (gülüyor) Kimle konuşsam mutlaka Özcan Deniz’le ilgili bir fikri var. Yüzde 80’i de çok yakışıklı buluyor.

Yani karizmasının sırrını çözemediniz!

Sır diye bir şey yok aslında! Adam çalışkan, araştırıyor, dinliyor. ‘Statik değilim aynı yerde kalmıyorum’ diyor. Sürekli kendini geliştiriyor. Geceyarılarına kadar çok az çalışan insan vardır bu camiada. Bir şekilde yansıyor bu kişiliğine…

Amacınız neydi bu filmi çekerken?

Amaç genel anlamda popüler müziği irdelemeye çalışmaktı. Bu anlamda tek çalışmam da bu değil. Bir starın, bir fenomenin aslında hiç de öyle olmadığını, elle tutulabilir olduğunu, en ücra köydeki hayranının bile el sıkışabileceği bir insan olduğunu göstermek istedim.

ŞİRİN SEVER

Geri dn


İletişim

Nedim Hazar Film ve Mzik Yapımı

Gnll Caddesi 27/5
Burgazada - Adalar
34975 İstanbul

+90 (0) 216 - 381 15 30

Mehbeerenstr. 11
86899 Landsberg am Lech
Almanya

+49 (0) 8191 - 5549

Nedim HazarNedim Hazar