• Main /
  • Hayatımızın Fon Mziği

Hayatımızın Fon Mziği



Künye

**Yazan ve yöneten:**Nedim Hazar

Danışmanlar:

Naim Dilmener

Can Kozanoğlu

Ömer Özgüner

Serkan Seymen

Görüntü Yönetmeni:

Bahattin Demir

Yapım:

NTV

İlk yayın tarihleri:

“Başım Belada”: 14 Şubat, saat 22:00, NTV

“Bir Gün Belki Hayattan”: 31 Ocak 2007, saat 22:00, NTV

“Kara Tren”: 27 Aralık 2006, saat 22:00, NTV

“Benimle Oynar Mısın?”: 13 Aralık 2006, saat 22:00, NTV

“Kimler Geldi Kimler Geçti”: 29 Kasım 2006, saat 22:00, NTV



BAŞIM BELADA

İlk bölümü “Kimler Geldi Kimler Geçti” başlığıyla geçtiğimiz yıl Kasım’da yayına giren belgesel dizinin 5. bölümünde çeşitli sansür uygulamalarıyla on yıllarca radyo ve televizyondan uzak tutulan; hapisler yatmış, sürgünler yaşamış ama söyledikleri hepimizin dilinde olan sanatçılarımızın şarkıları gündemde.

“BAŞIM BELADA” - Ahmet Kaya’nın 1990’da kaydettiği parça, mecazi olarak, sanat yaşamı boyunca “başı belada” olan Ruhi Su’dan, 70’li ve 80’li yılların düzen karşıtlarının sesi olan Zülfü Livaneli’den, bugün bile müziklerini yasaklar ve tutuklamalara rağmen icra etmeye çalışan Grup Yorum’a kadar gelen bir süreçte; muhalif müzisyen ve grupların fiili durumunu dile getirdiği gibi, psikolojilerini de yansıtıyor.

Belgeselin bu bölümü de aynı çizgiyi izliyor. Kartal Cezaevi’nin önünde görüşçü insanlardan “Ahmet Kaya aslında yaşıyor”, tüyosuyla yola çıkan “Hayatımızın Fon Müziği Ekibi”, Zülfü Livaneli, Derya Köroğlu, Şanar Yurdatapan, Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, sosyolog ve gazeteci Can Kozanoğlu’yla röportajlar yaptı. Grup Yorum, Kardeş Türküler, Yeni Türkü, Mustafa Özarslan gibi grup ve sanatçıların konser ve provalarında hazır bulundu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde geçtiğimiz Kasım ayında düzenlenen “Free Muse – Uluslararası Müzik ve Sansür Konferansı’nda “başlarına gelen” belaları dile getiren Selda Bağcan, Ferhat Tunç gibi sanatçıları görüntüledi.

Hayatımızın Fon Müziği’nin bu bölümünde Ruhi Su, Ahmet Kaya ve Zülfü Livaneli’nin daha önce televizyonda yayınlanmamış konser görüntüleri de yer almaktadır.



BİR GÜN BELKİ HAYATTAN

Kısa bir aradan sonra, “Hayatımızın Fon Müziği” müzikli belgesel dizimiz NTV’de devam ediyor. “Bir Gün Belki Hayattan” başlıklı bölümün konusu Türkiye’de rock müziğinin dünü ve bugünü.

Bu belgeselde, Cem Karaca’yla özdeşleşen ve yeni versiyonları ile müzik dünyasında sürekli gündemde kalan “Resimdeki Gözyaşları”ndaki arka vokallerin tamamıyla rastlantı sonucu ortaya çıktığını parçanın bestecisi Mehmet Soyarslan’dan öğreniyoruz. “Heeeyyy paaa”ları Karaca ve Apaşlar 1967’de şarkıyı kaydetmeye gittikleri Almanya’da daha stüdyoya girmeden, Alman müzisyenler kayıtlara ekleyivermişler. 

“Babalar”a ilişkin böylesi detaylardan haberdar olmayan Mor ve Ötesi vokalisti Harun Tekin, bunun nedenini en eski rock kuşağı ile yeni kuşağın arasında bir kuşağın olmamasına bağlıyor. Tekin’e göre: “çünkü onların üzerinden tank geçti.” Belgeselde Harun Tekin ve arkadaşları bize günümüzün rock dünyasına ışık tutarken, Moğolların basçısı Taner Öngür, 60’lı 70’li yıllarda “Anadolu Pop” olarak adlandırılan akımı anlatıyor.

“Bir Gün Belki Hayattan” belgeseli için son olarak İzmit’te Rock’n’Dark Express Üniversiteliler Rock Müzik Yarışması’nı izleyen NTV – Hayatımızın Fon Müziği ekibi, yaz aylarından itibaren çeşitli rock etkinliklerini takip etmiş, Bulutsuzluk Özlemi’nin 20. yıldönümü dolayısıyla birlikte sahne alan B.Ö, Duman ve Mor ve Ötesi’nin provalarında hazır bulunmuştur.

Belgeselde, Mor ve Ötesi, Teoman, Aylim Aslın, Athena gibi genç rock kuşağı temsilcilerinin prova, performans ve konserlerini izleyebileceğiz, dünya görüşlerine tanık olacağız. Erkin Koray’ın konserinde, torunu yaşındaki fanlarını izleyecek, bu belgesel için özel olarak bir araya gelen Moğolların bir performansına tanık olacağız.



KARA TREN

Anadolu insanı için gurbet, ayrılık ve göçün simgesidir “Kara Tren”. “Kara Tren” aynı zamanda bir Sivas uzun havasıdır; İstanbul-Kars demiryolu hattı üzerinde küçük bir istasyon olan Cürek’ten söz eder. “Kara Tren” Sabahat Akkiraz’ı zirveye ulaştıran türkülerden biridir ve bu parçanın yer aldığı, 1984’te yayınlanan “İnsana Muhabbet” albümünün resmi satış rakamı 2 milyonu aşkındır!

Popüler kültürümüzün en önemli mihenk taşlarından biri olan türkülerimiz, (adı üzerinde, “halk” müziği) Türk pop müziğine başından itibaren sınırsız bir kaynak olmuş ve olmaktadır. Hatta üstat Arif Sağ’ın dediğine bakılırsa, bugün radyo ve televizyonlarda yayınlanan müziğin %70’i halk müziği kaynaklıdır. Nitekim “Kara Tren” çekimleri için Sabahat Akkiraz’la birlikte Sivas’ın çeşitli köylerine giden “Hayatımızın Fon Müziği” ekibi türkülerin nostaljik birer memleket hatırası olmadığına, hatta sahne aldığı Samut Baba ve Kızılırmak Festivallerinde Sabahat Akkiraz’ın bir pop star gibi karşılanışına tanık olmuştur. Tevekkeli değil, etnomüzikolog Ulaş Özdemir’e göre Sabahat Akkiraz bugün halk müziğinin yaşayan en iyi kadın yorumcularından biridir.

“Kara Tren” aynı zamanda ülkemizin çok renkli tınısına yürekten bir merhabadır. Filmde Alevi deyişleri, orta Anadolu bozlakları, Karadeniz havaları, Kürt halaylarının yanı sıra, “Muhabbet” çalışmalarıyla halk müziğinin 1980 sonrasında halk müziğinin sıçrama yapmasında önemli katkıları olan Yavuz Top, Arif Sağ gibi ustaların, yaşayan en önemli halk ozanımız sayılan Neşet Ertaş’ın, yorumcu Yavuz Bingöl gibi müzisyenlerin görüşlerine ve müziğine yer verilmektedir. Sabahat Akkiraz’ın Orient Expressions ile yaptığı yenilikçi çalışmalar, kendi deyişiyle “kentli Karadenizli” olan Volkan Konak’ın “Cerrahpaşa” gibi türkü – besteler gündeme gelmektedir.

“Canlıların en güzeli sevgilimizin canı, ona sarıldığımız zaman dünyayı unutuyoruz!” diyen Neşet Ertaş’a yönetmen Nedim Hazar neden türkü söylediğini sorduğunda, yanıtı şöyle olmuştur: “Müzik aşkın icadıdır. Dünyaya insan olarak gelip de aşık olmadım diyen yalan söyler ya, bizim gibi abdallar kalıyor bu ateşin içinde. Bize yanık yürekli, kara suratlı diyorlar.”



BENİMLE OYNAR MISIN?

70’li yılların başında “Türk Hafif Müziği” denince akla ya “Arajnman” ya da “Anadolu Pop gelirdi. Bülent Ortaçgil’in 1974 yayınlanan albümü “Benimle Oynar Mısın” ile birlikte yeni bir tarz da gündeme geldi: “Kent Ozanları” ya da “Kent Söyleyicileri”. Bob Dylan, Leonard Cohen gibi “Singer/Songwriter”lerden etkilenen Ortaçgil’in “Benimle Oyar Mısın?” adlı plağı, yapımcı Ali Kocatepe’ye göre Türkiye’nin gelmiş geçmiş en mükemmel “konsept” albümlerindendi. Ortaçgil’in şarkıları belki o dönem için fazla yabancıydı kulaklarımıza. Ne Anadolu ezgilerinden etkileniyordu, ne de bilenen pop temalarını konu ediniyordu. Araştırmacı Orhan Kahyaoğlu filmde Ortaçgil şarkılarının aslında kent insanının kaygılarını yalnızlıklarını, düşlerini yansıttığını anlatıyor.

Özellikle 80 yılından sonra, Ortaçgil ve bir başka kent ozanı olan Fikret Kızılok’un parçalarına ne plaklarlarda ne konser salonlarında rağbet vardı. İki müzisyen bu dönemde amatör bir ruhla “Çekirdek Sanatevi”ni kurdular. Bu küçücük mekanda zamanla “Yeni Türkü”, “Ezginin Günlüğü” gibi daha sonra hepimizin tanıyacağı grup ve sanatçılar sahne aldı. Ortaçgil’in Kızılok’un parçalarını bugün en genç kuşak bile ezbere bilmektedir.

Hayatımızın Fon Müziği ekibinin, 2006 yazında çektiği, İstanbul Yedikule Zindanlarında çekilen bir konser buna en güzel örnektir. Nedim Hazar ve arkadaşları, Bülent Ortaçgil’i Bozburun/Muğla’daki evinde ziyaret etti, günlük hayatını belgeledi.

“Benimle Oynar Mısın?” adlı müzikli belgeselde Ortaçgil’in eşi Çiğdem hanım, Ortaçgil’lerin Bozburun’lu komşuları, müzik araştırmacısı Orhan Kahyaoğlu, Mazhar Alanson gibileri söz almakta, Ortaçgil’in yanısıra Fikret Kızılok, Erkan Oğur ve genç kuşak kent söyleyicisi Yaşar Kurt’un parçalarına yer verilmektedir.



KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ

60’lı 70’lı yıllarda “pop müziği” yerine “aranjman” terimi kullanılırdı. O döneme damgasını vuran şarkılar genellikle Türkçe sözlerle yeniden seslendirilmiş, İngilizce, İtalyanca, Fransızca, İspanyolca kaynaklı parçalardı. Şimdi farklı bakılsa da özellikle Fecri Ebcioğlu’nun çabalarıyla başlayan bu akım kültür belleğimizde bugün bile belli bir yer etmektedir: “İki Yabancı”, “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” ve daha nice “aranjman” hayatımızın fon müziği olmaya devam etmektedir. Çiğdem Talu – Melih Kibar gibi ekiplerin 70’li yıllarda Türk sound’u, Türk popu arayışı için çabaları yoğunlaşsa da Türkçe sözlü yabancı müzik etkinliğini sürdürmüş, Fikret Şeneş gibi “mit olmuş” söz yazarları “Kimler Geldi Kimler Geçti”, “Bir Başkadır Benim Memleketim” gibi parçalar üretmişlerdir.

“Hayatımızın Fon Müziği”nin ilk bölümünde 60’lı yıllardan bugüne kadar popüler kültürümüze damgasını vuran Ajda Pekkan, söz yazarı Fikret Şeneş, Alpay, Seyyal Taner, Nükhet Duru, Erol Evgin, İlham Gencer gibi sanatçılar parçalarına ve görüşlerine yer verilmektedir.



 

  yukarı


İletişim

Nedim Hazar Film ve Mzik Yapımı

Gnll Caddesi 27/5
Burgazada - Adalar
34975 İstanbul

+90 (0) 216 - 381 15 30

Mehbeerenstr. 11
86899 Landsberg am Lech
Almanya

+49 (0) 8191 - 5549

Nedim HazarNedim Hazar